Sen benim kim olduğumu biliyor musun?

 “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?”

Diye başlar bazı cümleler.

Gerçi cümlenin devamı da güdüktür, bir manası olmadığı gibi faydası da yoktur.

Üstünlük taslamak ister bazen insan…

Kendini ispatlamak ister…

Haklı çıkarmak ister kendini...

İyi hisseder böylelikle.

İyi hissettiğini zanneder aslında.


Oysa bir insanın eylemleri bir amaca yönelik değilse sonunda neyi kazanmış olabilir ki?

Yalnızca egomuzun tatmin olması bize kazandırır mı? İsteklerimize ulaştırır mı?

Peki neden böyle yaparız?

Tartışmalarda üste çıkmaya çalışırız, ama neden?

Hastalandığında çorbayı dahi şifa niyetine içen bir insan…

Nasıl olur da manasız münakaşalar içerisine girebilir?

İnsanlar otoritelerini kaybettiklerinde çevrelerine karşı etkiselleşme eğilimi gösterirler.

İlişkilerinde gücü kaybedip yönetemediklerinde tepkiselleşir ve hareketleri aşırılaşmaya başlar.

İster ki her şey onun istediği gibi olsun.

Peki ya karşımızdaki insan? O da aynı şeyi istiyor mu?

En sevdiğimiz bir giysiyi dahi ücretini ödemeden alamıyorken…

Nasıl olur da insanlardan karşılıksız alacağımızı düşündük isteğimizi…

İnsanlar farklıdır ve farklı algılamaları vardır.

Bunun yanı sıra farklı açlıkları vardır.

Onlara uyumlanmadığımızda çatışırız.

Çatıştığımız noktada, kendi isteğimizde direttiğimiz zaman kavga da ederiz :)

Sonuç?

İki taraf da hiçbir şey kazanamaz.

Kaybederiz…

 

İletişim kabiliyetlerimizi arttırdıkça tartışma eğilimimiz azalmaya başlar.

Artık adımızı bilen insanlara “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” klişesini söylemekten vazgeçeriz.

Asıl nokta nedir?

Kabullenmemiz…

İnsanlar farklıdır ve bu farklılıklarının fark edilmesini isterler.

Onları fark eder ve uyumlandığımızda ikna sürecini başlatırız.

Bu süreç baklava tepsisinin ortası kadar keyif vericidir.

Çünkü tartışmadan, sinirlenmeden süreç yönetiriz.

“Beni böyle kabullenecekler abi!” cümlelerini soğuk sulara bırakmalıyız.

Karşımızdaki insan çok dirençli…

O da kabullenilmek istiyor…

Otoriteyi eline al ve ilişkini sakin bir şekilde yönet…

O sinir bozucu sakinliğinle yönet...

O meşhur “Lanet olsun atomuna da fiziğine de…” repliğinde olduğu gibi sen de sıyrıl şu egondan, bırak üste çıkmayı…

Sıkılmadın mı yahu?

Güçlenmek istemez misin artık?

Sıyrılmak istemez misin tartışmalardan?

Ama nasıl?

Bloğumuzu takibe devam ediniz… ;)

3 Yorumlar

  1. Başlık gülümsetti :))

    YanıtlaSil
  2. Şu egoyu bir kenara bırakabilsek aslında çoğumuzun pamuk gibi insanlar olduğu ortaya çıkacakta… :)

    YanıtlaSil
  3. Pişşşt!
    Gerçekten benim kim olduğumu bilmiyormusun?
    😁😁😁

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski