Düzelmeyen işler… Şahit insanlar geçici pişmanlıklar… Bozulan sözler tutulmayan akitler.. Gizli kapaklı konuşmalar, planlar eylemler.. Geçici pişmanlıklar ve çoğunluk insanlar aynı yoldalar… Hak ettiğin hayata sadece kalmak için ödenmeyen …
Ölçüler konmuş akıp giden zaman sistemleri içinde… Hatırlasana kim nerede, nasıl ve niçin vermişti sana o ilk nefesi? Sahi nereden ve neden gelmiştin Dünya’ya? Ah insan… Kolayca unutan… Her şeye uyumsuz olan ve her yerden kovulan… Sınırlıdan sınırsız…
Alper çevresi tarafından çok sevilen, tanıdığı herkesle sürekli iletişimde olmak isteyen bir gençti. İnsanlarla olan iletişimde duygu ve düşüncelerini ifade etmeyi seviyordu. Fakat çevresi Alper’in kendini ifade ederken fazla konuşup kendilerine konuş…
Ne kadar da monoton bir hayatın var değil mi? Haklı(mı)sın! Her gün aynı saatte kalkıp aynı yollardan iş yerine gidiyorsun. Rutin işler, müşteriler, ödemeler derken akşam oluyor yine… Eve geliyorsun sonra tıpkı önceki günlerde yaptığın gibi. Bir akşam…
Bir zamanlar, uzak bir diyarda, insanları bizler gibi, binalar bizimkiler gibi, bir kasaba vardı. Bu kasabanın en bilge insanlarından biri olan Ahmet Dede, yıllardır insanlara hayatın gerçeklerini anlatır, onların doğru yolu bulmasına yardımcı olurdu.…