İstanbul gibi bir metropol
şehirde yaşıyordum. Şehrin en kalabalık semtlerinden, Fatih’te. Burada nüfus
oldukça fazla ve caddeler, sokaklar, apartmanlar çok sıkışık. Ben de çok
kalabalık bir apartmanda yaşıyorum. Karşı dairede yaşayan Savaş amcayla Hatice
teyze vardı. Yaşları epeyce büyük ve iki kişi olmalarına rağmen eve bir türlü
sığamıyorlardı. Hep sesleri evin dışına taşmış durumda oluyordu. O kavgalarda
da en çok dikkatimi çeken cümleleri “40 yıldır aynı şeyi sana söylüyorum ama hiçbir
şey değiştiremedim sende”.
Neredeyse bu cümleyi her yerde duyuyoruz.
Peki insan bu hayatta yaşı ilerledikçe mi bir şeyleri öğreniyor yoksa öğrenmek
için ekstradan bir çabası mı gerekiyor? Biz bu hayatta istesek de istemesek de değişiyoruz
ve bu değişim bizim elimizde olan bir şey değil. Ama bazı yönlerimiz,
davranışlarımız var ki biz ancak istediğimizde onları değiştirebiliriz. Bunları
hedef doğrultusunda değiştirdiğimiz zaman buna dönüşüm diyebiliriz.
Durum böyleyken dönüşümün ancak
bir hedef ya da bir amaç doğrultusunda olduğunu görebiliriz. Bu hayatta
yaşanmışlıklarımız bizi geliştirmiyor, eğer onlardan ders çıkartma durumu
olmazsa… Savaş amcamızın, yaşı seksenlere dayanmasına rağmen, birçok konuda
halen hata yaptığını görebiliriz. Bu sefer hayatında yaşadığı olaylar
dönüşümüne sebebiyet vermedi. Çünkü ondan bir ders alınmadığı gibi yanlış olan
bir davranış da değiştirilmedi. Eğer yaşanılanlardan ders çıkartmıyorsak
yaşanmışlıktan öteye gitmiyor. Deneyim sahibi olabilmek için o yaşanmışlıklardan
ders çıkartmak gerekir.
Buradan şunu anlıyoruz ki insan
yaşı ilerledikçe deneyim sahibi olmuyor ancak yaşadığı sorunlara doğru çözümler
bularak deneyim sahibi olabiliyor. O yüzden insan gençken de büyük deneyim
sahibi olabilir…