“Anneee! Kola bitmiş dolapta ya, babama söyler misin? Gelirken alsın.” dedi Anıl annesine. Hamburgerin yanında kola içmem lazım diye tutturdu. Annesi hamburger için köfte kızartmış, o kadar uğraşmasına rağmen Anıl kola olmazsa yemek yemem diye tutturmuştu. Yemeklerde kola içmeyi alışkanlık haline getirmişti, içmeden yapamıyordu neredeyse.
Aişe annesinin yanına geldi ve soran gözlerle baktı. Annesi gözlerini kaçırmaya çalıştı ama maalesef kaçıramadı. “Anne açım, lütfen bir şeyler ver.” dedi. Annesi ağlamamak için kendini zor tuttu. Bombardımanda yıkılmış evlerinin kalıntıları arasında kırık kavanozlardan bir şeyler bulmaya çalıştı.
Yaklaşık 24 saattir pek de temiz olmayan su dışında boğazlarından hiçbir şey geçmemişti. Bir önceki gün de kumlara karılmış unları temizlemeye çalışmış, yarım yamalak yakabildikleri ateşin üzerine döküntülerin arasında bulduğu sacı serip üstünde hamuru ısıtıp ekmek yapmaya çalışmış ve onunla çocuklarının karnını doyurmaya çalışmıştı. Bugün için gözlerinin içine bakan kızı Aişe’nin karnını doyurmak için çözüm aklına gelmiyordu.
İki ayrı günahsız çocuk ve iki ayrı sahne. İki ayrı anne ve ikisi de çocuklarını memnun etmeye çalışıyor, fakat başaramıyor. Hayat bize çok şey anlatıyor bu iki karede. Bir yanda yediği önünde yemediği arkasında, hayata dair emeği ve bedeli olmayan çocuklar ve zalimleştikleri anneleri… Bir yanda da kendi daha 6 yaşında iken kardeşlerine destek olmak zorunda kalan ya da annesiyle birlikte enkazların arasında bir lokma ekmek arayan ve zalimliğe maruz kalan çocuklar ve onların emeği dağlar kadar olan ama çözümleri küçük anneler…
Zaman kimin zalim kimin mazlum olacağını gösterecekti elbet, sabretmek insana özgüydü fakat insan doğuştan sabırsız ve zorbaydı.
Zorbalıklarına karşılık hak ettiğini alacak gerçek zalimler elbet fakat doğru zamanı beklemek gerekiyordu. Sabır ve dua ile Allah’tan istemek.
Allah’a dua etmek en içten haliyle.
Allah’tan Allah var.
Allah var o ne güzel vekil…
YanıtlaSilBazen çocuklarımızın ve bizim problemlerimizin ne kadar basit olduğu aklıma geliyor ve kendimden utanıyorum..
YanıtlaSilHer istediği verilen çocuk daha da doyumsuz oluyor. Diğer yanda da hayatta kalmak için beslenmeye çalışan az olana hürmet eden çocuklar var, ne zor bir tablo
YanıtlaSilGeçenlerde bir söz duydum; "Helva mutfağında pismiyorsa, herkes için o sadece bir tatlıdır".
YanıtlaSilMaalesef insan uzakta olana gerektiği bilinci veremiyor.
Somut dünya insanların bilincini kapatıyor...
Elinize sağlık, dokunaklı bir yazı...
Utanıyor insan hakikaten
YanıtlaSilİki ayrı günahsız çocuk ve iki ayrı sahne. İki ayrı anne ve ikisi de çocuklarını memnun etmeye çalışıyor, fakat başaramıyor.
YanıtlaSilNe acayip bir dünya
Kim nerede ne için ne yapıyor