HADİ KAPTIN HEDİYEYİ!


 
Recep kurumsal bir firmanın kalabalık bir bölümünde çalışıyordu. İşe başlayalı henüz birkaç ay oldu. Yeni yeni dostluklar kurduğu bir dönemdi.

Bugün de diğer günler gibi bilgisayarın başına geçmiş, çalışmaya başlamıştı. 

Ama bugünün diğer günlerden bir farkı vardı:
Bugün 14 Şubat’tı…
 


Çalıştığı bölüme kargo personellerinin biri giriyor biri çıkıyordu. 
Hediyesini alanın yüzü gülüyor, hemen fotoğraf çekip sosyal medyadan paylaşıyordu.

Kimse özel bir anının, özel kalmasını istemiyor gibiydi. 

İnsanlar sanki düşünülmüş olmaktan çok, 
“Benim hediyem senin hediyenden daha güzel!” yarışında gibiydiler…

Recep’in gözü etrafı izlerken sık sık telefonunun ekranına da takılıyor, her gelen bildirimde hızlıca telefonu alıp “Beklediğim haber bu değil…” der gibi üzgün bir şekilde geri masaya bırakıyordu.

Zaman ilerledi, hediyesini alanlar aldı, sevgilisi olmayanlar birbirleriyle şakalaştı. 
Hediye bekleyip alamayanların umutları azaldı. 

Artık ‘gün bitiyor’ derken birden kapıda bir kargo elemanı daha belirdi. 

Son dakikaların kargocusu!

Tüm gözler üzerinde!

Acaba elindeki hediyeler kime gidecek?

Kargocu bölüm girişindeki masada oturan kişiye eğilip elindeki kağıttan bir şey okudu ve kendisine tarif edilen masaya doğru yürümeye başladı.
Recep kargocunun elindekileri görünce bunların kendisine geldiğini hemen anladı. 
Anladı ama çok da hediye almış bir insan gibi sevinemiyordu. 
Recep daha çok sevinmeye çalışıyor gibiydi…

Etrafındakiler tebrik etti, ‘günün son talihlisi’ ilan edilen Recep’i. 

Kimse Recep’in sevgilisi olduğunu bilmediğinden bu hediye herkese sürpriz oldu. 
Recep kendisini tebrik edenlere tebessüm ederek teşekkür etti.


Bu sıralarda Meltem de olan biteni uzaktan izliyordu. 

Meltem öyle olay anında, sıcağı sıcağına hemen hamle yapmayı sevmez, 
önce anlamaya çalışırdı… 

 

“Her şey yolunda gibi gözüküyor ama bir tutarsızlık var…”

 

Recep arkadaşlarından farklı tepkiler veriyordu.
Gelen hediyeler de erkeğe alınacak cinsten hediyeler değildi, büyük pembe bir ayıcık ve çiçek! 
Diğer arkadaşları hediyesinin fotoğrafını çekip sosyal medyada paylaşıyordu ama 
Recep fotoğrafını falan çekmedi!
Herkes hediye göndereni arayıp teşekkür etti, Recep kimseyi aramadı! 


Olaya uzaktan bakıldığında Recep hediye almış gibi görünüyor ama detaya inildiğinde, hediyesinin ‘Alıcı tarafından kabul edilmediği için iade edildiği’ anlaşılıyordu...

 

Kalabalık azalıp insanlar kalan işlerini toparlamaya konsantre olduğunda Meltem Recep’in yanına geldi ve elini Recep’in omzuna koydu.

 

“Olsun, üzülme…” dedi.

 

Recep hiç itiraz etmedi. 

Olayın aslını anladığını anladı…

–Da nasıl anladığını anlamadı…

 

Dayanamayıp sordu:

“Herkes beni tebrik ederken sen nasıl anladın?” dedi. 

 

Meltem de ona:

“BİR OLAYI YAŞAMAK, O OLAYI ANLAMAK ANLAMINA GELMEZ…” 

diyerek söze başladı…


“İnsanlar çoğu zaman sadece görürler, duyarlar ama anlamazlar. 

Anlamak için irdelemek gerekir. 

Ancak irdelersen farklı olanı fark edebilirsin. 

Ve her farklılığın bir sebebi olduğunu anlayabilirsin. 

O zaman gerçeğe uygun tepkiler verebilirsin.

Gerçekte mutsuz olan bir arkadaşının ihtiyacı olan desteği ona verebilirsin.” dedi. 

 

Bu konuşma Recep’e çok iyi geldi. 

Hala hediyesinin iade olmasından dolayı üzgündü. 

Ama artık onu anlayan bir dostu var…

Dostunun varlığı, onu biraz olsun mutlu edebildi…

7 Yorumlar

  1. Görünenin ardındaki görünmeyene bakabilmek... Ve sonrasında görebilmek... Sığ olan günümüzde biraz derin olabilmek... Yolu mu? Biraz kendinden vazgeçip, karşıya bakabilmek...

    YanıtlaSil
  2. Hayırlı olanı anlamak ve hayırlara vesile olabilecekleri aktarabilmek ümidiyle. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Yüzeysel baktığında aynı gibi görünen şeyler detaya indiğinde birbirinden çok farklıdır aslında. Bunu anlamak için aktifliği kontrol altında tutup algılamayı artırmalıyız.

    YanıtlaSil
  4. Üzüldüm yaa

    YanıtlaSil
  5. Bakarsın da göremezsin,
    İşitirsin de duyamazsın.
    İrdelemeye çalışmıyorsan eğer...
    Yüreğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  6. Bakmakla, görmek arasındaki fark gibi olmuş :)

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski