DOĞRU EKİPMAN

 

İlk kez bu kadar yükseğe tırmanıştı...

Kar 3 metreyi geçmiş...

Şiddeti rüzgar bir yandan...

Bilye büyüklüğünde yağan tipi diğer yandan...

Tam bir kıskacın içine düşmüştü...

 


Çok şükür ki tek başına değildi...

Başka tırmanışçılarda etrafında doruğa doğru tırmanmaktaydı...

 

Aslında genel itibariyle hazırlığını önceden yapmış , ihtiyaç olabilecek bir çok şeyi yanına almıştı...

 

Su geçirmez kar çizmeleri...

Su geçirmez ısı yalıtımı pantolon...

Kalın bir polar üzerine su ve rüzgar geçirmez bir mont...

Kalın bir boyunluk...

Kalın bir bere...

Çift yalıtımlı birer eldiven...

Şiddetli tipiye dayanıklı UV kar gözlüğü...

Sırtında çantası...

İçinde sıcak suyu , yedek kıyafetleri , testeresi, baltası , bıçağı...

 

Epeyce bir hazırlıklıydı fakat ihmal ettiği bir şey vardı...

Hemde bilinçli olarak ihmal ettiği ve almadığına bin pişman olduğu bir şey...

 

Aslında dağa çıkmadan önce alışveriş yaparken mağazada o ürüne denk gelmişti...

Ama.. .

“Bu kadarına da gerek yok , hem bunu kaç kete kullanacağım ki”

Demişti kendi kendine...

 

Kar raketleri...

Şiddetli tipide taze yağan kar blokları bazen 2 metreleri bulur...

Buda onlar üstünde hareket etmeyi imkansız kılar...

 

Her adımda içine saplandığın bembeyaz ve buz gibi bir bataklık gibidir...

Debelendikçe daha derine gömülürsün...

 

İşte bu gibi durumlarda kar raketleri devreye girer...

Ayakkabı tabanına sabitlenen ve vücudun yere temas eden yüzey alanını genişleten...

Bu sebeple yere uygulanan basıncı dağıttığı için batmayı engelleyen ekipmanlar...

 

Öyle bir ekipman ki...

Sadece şiddetli tipilerde hareket edilmesi gerektiğinde kullanılan...

Onun dışında hayatın diğer tüm sahnelerinde işlevsiz ve anlamsız olan...

 

İşte şu an tamda kar raketi gerektiren bir andı...

Bir yandan şiddetli esen rüzgar...

Diğer yandan ise bilye büyüklüğünde şiddetli yağan tipi...

Zeminde dünden kalan 3 metrelik boyu...

Ve her an yükselmeye devam eden kar bloğu...

 

Hareket ettikçe batıyor...

Kasları ekstra yoruluyordu...

Doğru ekipmanın eksiliğinin pişmanlığını yaşarken bir anda zihni daha uzak geçmişe gitti...

 

İç algıya geçti ve neredeyse içinde bulunduğu durumu tümüyle unuttu...

 

Askerdeki bir arkadaşı gözünün önüne geldi...

“Oda tıpkı kar raketi gibi bir adamdı !”

diye geçirdi içinden...

 

Nasıl mı ?

Hayatın genelinde pek bir işlevi olmayan fakat bir sahnede herkesten çok işe yarayan...

 

Gerçekten de bazı insanlar böyledir...

Hayat genelinde pek bir ihtiyaç gidermeyen...

Fonksiyonel çeşitliliği olmayan...

Fakat tek bir konuda herkesten daha çok ihtiyaç gideren...

Herkesten daha fonksiyonel...

 

Tıpkı kar raketleri gibi...

 

O arkadaşı aslında askeri yapılanmaya pek uygun değildi...

Disiplin kurallarına uymakta zorlanır...

Soğuğa karşı dayanıksız...

Yakın dövüş çalışmalarında sorun oluşturacak seviyede kaygılı ve korkak...

 

Fakat...

Uzun süreli bekleyişler de sıkılmayan...

Çok iyi bir keskin nişancı...

 

Askerliğin genel süreçlerinde çok başarısız olsa da...

Uzun menzili nokta atışı vuruşlarda çok yüksek isabet oranı vardı...

 

Kimsenin gözleri onun kadar berrak değil...

Kimsenin vücut ve göz koordinasyonu onun kadar tutarlı değildi...

 

Savaş alanının uzaklarında yüksek ve gizli bir tepede günlerce hareket etmeden kalıp düşman askeri avlayabilirdi...

 

Zaten keskin nişancılığın saha operasyonlarındaki genel görev tanımı buydu...

Bir yere saklan ve avlan...

 

Sanki bu iş için yaratılmıştı...

Canı sıkılmadan uzun süre sabit kalabilirdi...

Zaten hareket etmeyi pek sevmeyen...

Ve en önemlisi keskin nokta atışı nişan becerisi olan...

 

Aslında askeri süreçler genelinde işlevsiz ama bir konuda herkesten daha çok işlevli...

 

Tipinin ve rüzgarın daha da şiddetlenmesi üzerine sarsıldı ve kendine geldi...

 

Doğruldu ve doruğa doğru yola koyuldu...

Bu sefer çok zorlanacak hatta arkadaşlarına da yük olacaktı...

 

Onu merkez noktaya alıp iplerle kendilerine bağlamak zorunda kalacaklar ve tepeye kadar taşıyacaklardı...

 

Ama tüm bu maliyetlere değecek bir kazanç elde etmişti...

 

Yeni bir deneyim kazanmıştı...

“Doğru iş için doğru ekipman seçilmeli”

 

Bazen bazı şeyler...

Bazense bazı kişiler...

Hayat genelinde pek bir işe yaramasa da...

Onlardan tümüyle yüz çevirmemeli...

 

Ve işe yaradıkları sahnede onlara başvurulmalı...

 

Ne israf edilmeli...

Nede yanlış ekipmanla yola çıkılmalı...

 

Hayatın tüm sahnelerinde...

 

Doğru iş için...

Doğru ekipman...

Doğru iş için...

Doğru kişiler kullanılmalı...

 

İşte bu yönetimsel süreçlerdeki altın stratejilerden biriydi...

 

Hakimiyette Rahimlik...

Yani doğru şeyi doğru yerde doğru şekilde kullanmak...

 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski