BOŞ ZAMANI DEĞERLENDİRMEK


Genellikle insanlar boş zamanlarında yatmayı tercih ederler. Biz bunu dinlenmek diyerek de sevimli hale getirebiliyoruz ancak hayat o kadar da uzun değil. Evet bunu hepimiz zaten söylüyoruz ve biliyoruz ama pratikte maalesef boş zamanlarımızı çok iyi değerlendiremiyoruz. Ya şu anda video kaydırıyoruz ya da bir arkadaşımızı arayıp sohbet muhabbet ediyoruz. Yani bize hiçbir faydası olmayacak işlerle uğraşıyoruz. Bu eskiden böyle değildi. Mesela boş vaktimiz olduğunu bildiğimiz vakitlerde açıp bize yararlı ve öğretici olacak bir film, belgesel vesaire izleyebiliyorduk. Ya da bir kitap okuyabiliyorduk çünkü arkadaşlığımızla mesajlaşmak gibi bir lüksümüz yoktu ya da sosyal medya platformlarındaki kısa videoları izleme lüksüne sahip değildik. Çok fazla bu kısa videolar ile alakalı uyarılar önümüze çıkıyor, dopamini bozduğuna dair bir sürü video karşımıza çıkıyor ama bunu öğrendiğimiz yer bile kısa videolar. Artık hayatımızın neredeyse çıkarılamayacak bir yerine geldiler. Arkadaşlarımız bir video gösteriyor, bu aynı sen diyor. En olmadı annemiz babamız kısa bir video gönderiyor ya bilgilendirici, öğüt verici ya da komik. Öyle bir hal aldı ki artık bütün hallerimizin videosu yapılmış durumda ve bir kere değil, birden çok aynı videonun varyasyonlarını görebiliyoruz. Sanki senelerdir hayatımızda olan bir şeymiş gibi normalleştirdik. Ancak bu normalleştirme durumu, bu videoların normal olduğu anlamına gelmiyor. Artık bir kitap açıp okumak ya da bir buçuk iki saatlik bir film belgesel izlemek o kadar da cezbedici gelmiyor ve bizi sıkmaya başlıyor. Önceden bunlar olsun diye işlerimizi ayarlardık. Keyfini çıkarabilir bir haldeydik ama şimdi belki 150 sayfa kitap okuyacağım vakte 100 tane video kaydırmışım, 20 tanesini bir arkadaşıma atmışım, 15 tanesini diğer arkadaşıma atmışım ve bütün o saatlerim akmış gitmiş. Bundan kurtulmanın en önemli gerekliliklerinden ilki bunu fark ediyor olmak. Bu dopamin tuzağından ne kadar erken kurtulabilirsek bizim için o kadar iyi. Ama bunun başı çok zor olacak, elimiz ayağımız uygulamaya gidecek. Arkadaşımız yeni videolar atacak vesaire. İşte bu yüzden bizim kendimize yeni bir uğraş buluyor olmamız gerekiyor ki bu bataklıktan kurtulabilelim. Devir artık tüketim devri, insan üretim yaptıkça diğerlerinin çokça önüne geçiyor. Bu ne demek yani? Ben oturduğum yerden girişimcilik yapabileceğim bir sürü kanala sahibim ama yapmıyorum. İlla bir uğraşın kitap okumak ya da film izlemek olması gerekmiyor. Artık yeni devirde modası geçmiş olan en önemli ve işe yarayan şey, ki insanın canının sıkılmasını önleyen de yegane şey bir işle uğraşması. Bu e-ticaret olur, el yapımı ürünler olur, doğal kozmetik ürünler olur, bir blog sayfası olur. Neyden keyif alıyorsa insan, bunu ticarete dönüştürebilir. Yani şu anda bunun için bütün imkanlar var ama yalnızca çok az insan bu tür üretimlerle uğraşıyor boş zamanında. Artık spor, kitap, film vesaire demek çok klişe hale geldi, hiçbiri cezbetmiyor ama para insanı her zaman cezbeder. O yüzden biz durmayacağız ve bugün yapabileceğimiz küçük bir şeyden fayda içerikli  bir üretim yapmaya başlayacağız. Ve sonra hayatın bize nasıl kapılar açtığına kendimiz bile şaşıracağız...


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski