Gerçek mi? Gerçeğin Tamamı mı?


Altı kafadar akşamları buluşur çay kahve içip, sohbet ederlerdiDerin konulara dalarlar, ya da konuştukları konularıderinleştirirlerdi. Bu defa su hakkında konuşuyorlardı, her biri su hakkında farklı farklı şeyler söylüyordu

➢ AtakanSu deyince gözümün önüne hep şelaleler gelir. Şelaleden akan su ne güzel görünürşelale manzarasımüthiş, çok etkileyici. Sizce de güzel görünmüyor mu arkadaşlar? Yurdumuzun neresinde şelale var, mutlaka gidip görmüşümdürharitada yerlerini gösterebilirim
➢ BarışArkadaşlar saatlerce derelerin şırıltısını dinlemek her şeye değer. Suyun ritmine bir kulak verseniz! Buşırıltı beni mest ediyordinlendiriyor. Bazı hastaları su sesiyle tedavi de ederlermiş, bir zamanlar. 
➢ Caner: Suyun verdiği his, tat müthiş. Yaylada içtiğim su daha bir lezzetli. Yüzerken deniz suyu kaçmıştı ağzıma, ondan beri içme suyu tatlı geliyor bana. Nisan yağmurlarında ıslanmak ılık bir his veriyor. Kaplıca suyunda saatlerce kalıp keyif yapıyorum. 
➢ Doruk: Su, dünya üzerinde bol miktarda bulunan ve tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir kimyasal bileşiktir. Sıklıkla renksiz olarak tanımlanmasına rağmen kızıl dalga boylarında ışığıhafifçe emmesi nedeniyle mavi bir renge sahiptir.

Su, üretemediğimiz bir kaynaktır. Dünyanın yüzde 70'i suİçilebilir tatlı su yüzde üç. Bu oranın da yüzde birine ulaşabiliyoruz. 

➢ Efe: Suyu seviyorum, çünkü susuz bir hayat düşünemiyorum. Su hayattır, hayat su ile devam ediyor, su içmezsen ölürsün. İçecek su bulamayanlar var. Suyun kıymetini bilmek lazım.
➢ Savaş: Su, aslında ateştir. Çünkü bileşeninde ateşin içinde olan oksijen vardır.  
O gün aralarında misafir olarak bulunan ErsinAllah Allah kafam karıştı, hepsi su hakkında konuşuyor ama farklı farklı şeyler söylüyorlar, hangisi doğru söylüyor, bilemedim?demişti. 

Suyun güzelliğinden bahseden Atakan mı, ritminden bahseden Barış mı, verdiği histen bahseden Caner mi, su hakkında ansiklopedik bilgi veren Doruk mu, yoksa suyun kıymetini bilmeliyiz diyen Efe mi, hangisi gerçeği söylüyordu?

Atakan’ın anlattığı gerçektisuyun görünen bir gerçekliği vardı ve tutarsız bir şey yoktu dediklerinde. Barış da gerçeği söylüyordu. Suyun musiki tarafı vardıbu gerçekti ve tutarsız bir şey yoktu dediklerinde. Caner, Doruk ve Efe de aynı şekilde gerçek bir şeyden bahsediyordu. Suyun his boyutu, fayda boyutu ve duygu boyutu da vardı. Bu yüzden onların anlattıkları tutarlıydı. Ancak, Savaş’ın söylediğinde bir tutarlılık yoktu, çünkü ateşin bileşeninde oksijen olması suyun ateş olmasını gerektirmezdi. Yoksa oksijen içeren bütün bileşiklerin ateş olması gerekirdi. 

 

Gerçeğin Tamamını mı Söylüyorlar

Bu kafadarlardan birikendi anlattığının tek gerçek olduğunu,su ile ilgili bütün gerçeği anlattığını iddia ettiğinde aralarında tartışma çıkıyordu. Neden böyle oluyordu? Her biri gerçeği söylediği halde neden tartışma çıkıyordu?

Evet, her birinin söylediği gerçekti ancak gerçeğin bir kısmıydı, tamamı değildi.

Biri suyun görsellik boyutunu, diğeri ritim boyutunu, bir diğeri de his boyutunu anlattığında gerçeğin tamamını değil bir kısmını haber vermiş oluyorduGerçeği farklı yönleriyle ya da her yönüyle bilmek isteyen için her biri kıymetliydi. Gerçeği bilmek isteyen biri, birini diğerine tercih etmeden onlardan gerçeğin farklı farklı kısımlarını öğrenebilirdi. Gerçeğin tamamını bilmek isteyen ise hepsini birleştirmeliydi. 

Kısaca bu anlatımlarda farklı mizaçların algıaktarım ve düşünme tarzlarınıgerçeği farklı farklı ifade ettiğini görüyorduk. Her biri, gerçeklikle, kendi algıaktarım ve düşünme tarzına göre irtibat kuruyordu.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski