Akın yeni evlenmiş, işini ilerleten bir gençti. Ticareti çok seviyordu ve işini de büyütmek için çabalıyordu. Gece gündüz işini büyütmenin planlamalarını yapıyordu. Artık rüyalarına bile giriyordu.
O gün dükkanı erkenden açmıştı. Müşterisi gelmediği için sosyal medyada geziniyordu ve oradaki ünlü iş adamlarının röportajlarını izliyordu. İzledikçe gaza gelip ‘’Keşke ben de firmamı bu kadar büyütebilsem ve benim de bu kadar elemanım olsa…’’ diye iştahlı bir şekilde ağzının iç geçiriyordu…
Bir tanıdığı yeni araba aldığında hemen hangi marka olduğunu öğrenmeye çalışıyordu. Lüks bir markaysa morali bozuluyor ve;
‘’O alıyor da ben niye o arabadan alamıyorum? Üstüne bir de o adamdan çok daha fazla çalışıyorum. Sabah erkenden kalkıp dükkanı açıyorum. O beceriksiz İlhan dükkanı utanmasa öğlen açacak ama benden daha fazla kazanıyor.’’ diye şikayetlerediyordu.
O sırada dükkana arkadaşı Metin geldi.
‘’Ooo Akın’cım selamlar, nasılsın neler yapıyorsun?’’
‘’İyidir Metin’im sosyal medyadaydım, dükkan boş canım sıkılıyor’’
‘’Kardeşim boş durma, çalış. Müşteri gelir, bak bana işler daha da açıldı bu sıralar. 3. Şubeyi açıyoruz yakında, bekliyorum mutlaka’’
Akın tepki bile verememişti. Bir süre duraksadı, Metin çoktan dükkandan çıkmıştı.
‘’Bu adam 3. Şubeyi nasıl açabiliyor? Ben niye açamıyorum, bana niye müşteri gelmiyor ya?’’ diye şikayet etmeyi artırdı. Hiçbir iş yapmak istemiyordu. Gelen müşterileri görmüyordu bile… Seslendiklerinde bir uğultu duyuyordu. Poşeti müşteriye veriyor, müşteri poşeti kendisi dolduruyordu.
Akın bir hafta sonra Metin’in, eşiyle boşanmak üzere olduğunun haberini aldı. Bir anda başından aşağıya kaynar sular döküldü;
‘’Ne kadar da saçma şeyler düşünmüşüm, adamın hayatı tamamen iyi değilmiş ki.’’ diye mırıldandı mahcup bir ifadeyle.
İnsanlara ne kadar da çok haset ettiğini anlamıştı. Hasetlik, başkasının çabalarının sonucunu istemek olduğunu duymuştu yakın zamanlarda... Şimdi her şey oturmaya başlamıştı Akın için.
Evine apar topar gitmek için yola koyuldu. O sırada zihninde eşiyle yaşadığı keyifli öyküler canlanıyordu. Eşiyle ilk tanışma zamanları, eşinin ona haftada en az iki kere en sevdiği tatlıları yapması, misafirdeyken hararetli muhabbet ortamında bile eşinin ona bakarken gözlerinin içinin gülmesi… Bu anıları hatırladıkça dudaklarında vicdanı sızlamaya başladı.
‘’Ne kadar da nankörlük yapmışım… Eşimin bu davranışlarını görmemişim… Başka şeylere odaklanmışım’’ diye kendi kendine söylendi.
‘’Evet, ticaretim diğer insanlarınki kadar iyiye gitmiyor ama beni çok seven, beni gördüğünde yerinde durmayan, enerjik bir eşim var. Daha ne isteyeyim?’’
İşte bu hayatta aslında her insanın bollukta olduğu bölümleri vardır ve kıtlıkta olduğu bölümleri de vardır. Kimisinin eşiyle çok iyi ilişkileri olur ama lüks aracı olmaz. Kimisinin lüks araçları olur ama eşiyle ilişkileri düzelmez. Kimisinin de fiziği çok iyi olur fakat sürekli evlenip boşanır. Kimisi 10. Şubesini açar fakat evlatları onun sözlerini dinlemez. Dükkanların yönetimlerine geçmelerini ister fakat sadece tüketirler, dükkanları sahiplenmezler.
O yüzden insanoğlu, elindekilerin kıymetini görmek için ne yapmalı? Başkalarının çabalarının sonucunu nasıl istemez?
KENDİSİNE ODAKLANARAK… Kendine odaklanman ve kendini geliştirmen için Kim Kimdir Semineri…
Hayatta bu hatayı ne kadar da çok yapıyoruz hiç farkında değiliz başkalarının malına mülküne bakmaktan kendimizinkikeri görümüyoruz…..
YanıtlaSilKıyaslama yapılırken insanın yaptığı hastalardan biri de, dışarıdaki gördüklerinin o konuda imkanı kendininkinden fazla ise onun sonucu istemesi... Oysa hayat, sadece bir kanaldan ibaret değil insan için, yüzlerce kanal var. Adaletli olabilmek için o kişinin her kanalını iyi irdelemek gerekir. Dahası, kişinin kıyası olmasın dışarısı. Kıyası olsun aynadaki karşısı...
YanıtlaSilZengin ne demek? Zengin olmak ne demek? Neye göre zengin ,kime göre zengin.... Hasetlik, başkasının çabalarının sonucunu istemek .....
YanıtlaSilHayatta aslında her insanın bollukta olduğu bölümleri vardır ve kıtlıkta olduğu bölümleri de vardır..... Kısacık yazıda ne kadar çok şey anlatılmış. Elinize sağlık...