ÇIKMAZ SOKAK

 

Erdal girdiği sokağın sonuna kadar geldi. Sağa baktı, sola baktı, yok! Bir çıkış yolu yok!

Biraz ileri gitti, biraz geri çıktı.

Manevra yapacak da yer yok…

İyice sıkılmış, daralmış bir halde, dayanamayıp arabanın içinde haykırmaya başladı:

-       Çıkış yook! Bu sokağın çıkışı yook!

Dışarıdan birisi arabaya yaklaşıp:

-       Beyefendi burası çıkmaz sokak. Niye buraya girdiniz?

-       Anladım artık çıkmaz sokak olduğunu. Baksana gidecek bir yer yok. Seçeneksiz kaldım.

-       Mecburen sokağın başına kadar geri geri gitmelisiniz.

-       Gideyim gitmesine de sokak çok dar. Yetmezmiş gibi sağlı sollu arabalar park etmiş.

-       Haklısınız beyefendi. Keşke sokağın başındaki tabelayı görseydiniz!

Erdal çaresizce yavaş yavaş geri gitmeye başladı. Sokağın başına kadar gitmesi gerekiyor. Park eden arabalara biraz sürttü, çöp konteynırına çarptı. Köşedeki duvara çok sert şekilde çarptı. ‘Park edilmesin’ diye konulan demir direkte ön tamponunu da bıraktı…

Söylene söylene geri gitmeye çalışırken bir başkası daha geldi:

-       Amma söylendin be kardeşim. Bütün sokak seni dinliyoruz!

-       Ne yapmamı bekliyorsunuz? Baksanıza bu daracık yolda geri gitmek zorundayım.

-       E çıkmaz sokak! Tabii ki geri çıkması zor olacak…

-       En sonunda beni anladın sanırım, çıkmaz sokaktan geri çıkmak o kadar kolay değil!

-       Ama bir sürü çıkan sokağı geçtin de geldin.

-       Anlamadım?

-       Çıkmaz sokağa girene kadar bir sürü sokağı geçtin. O sokaklardan birini seçmiş olsaydın burada olmaz, hedefine ulaşmış olurdun. Bu çıkmaz sokak senin seçimindi…

* * *

İnsan bazen kendini çıkmaz sokakta gibi hisseder. Seçeneksiz kaldığını hisseder.

Yaptığı hatalara mazeret olarak ‘Seçeneksiz’ kaldığını söyler:

“O parayı çalmak zorundaydım, başka seçeneğim yoktu!”

“Aldatmak istemiyordum ama âşık olmuştum, başka seçeneğim yoktu!”

“On yıllık ortağımı kazıklamak istememiştim ama başka seçeneğim yoktu!”

İnsan seçimlerinin sonucunu yaşar.
Dün yapılan seçimler bugünü belirledi. Ve bugünkü seçimler de yarını belirler.

İNSAN ‘SEÇENEKSİZ’ KALDIĞINI DÜŞÜNDÜĞÜ NOKTAYA ASLINDA
KENDİ SEÇİMLERİYLE GELMİŞTİR.

Birçok seçim hakkı vardı, seçimini yaptı ve şu anda burada seçeneksiz durumda. E peki ne yapmak gerekiyor?

İnsan yanlış kapıdan girmişse, bundan sonra yaptığı en doğru seçimi bile onu doğru yola iletemez. Girdiği o yanlış kapıya geri dönmesi gerekir. Bu kolay olmayabilir. Sürte sürte, çarpa çarpa, canı acıyarak, sıkılarak, zorlanarak. Ama doğru kapıya geri dönebildiğinde ancak bundan sonraki seçimleri onu hedefine iletecektir.

Her insan doğru seçimi yapmak ister. O doğru kapıdan girmek ister.  Mutlu olmak, başarılı olmak ister.

Ancak doğru kapıyı her zaman bulamayabilir. Her zaman doğru seçeneği seçemez. Sokağın başındaki ‘Çıkmaz Sokak’ tabelasını bile göremez olur. Hayatın ona verdiği işaretleri göremez olur.

-       Keşke doğru seçeneği gösteren birileri olsa, der.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, doğru ile yanlış arasında seçim yapabilmek, doğru stratejiyi oluşturabilmek adına yararlı bilgiler verir.

1 Yorumlar

Daha yeni Daha eski