Beyazperde Gerçek Dünyadan Üstün (mü?)

Üzerinde emanet duran krem renkli ceketi, yüzünde çaresizliği her halinden belli olan ağır bir hüzün, arkasında yıkılmış bir şehir, gözlerde içten akan yaşlar... Her şeyini kaybetmiş bir adam, ağır adımlarla vakur olmayan çalışan bir yürüyüş…

Bu yazılan betimlemeler aşağıda ilettiğim kareyi ne kadar iyi anlatır emin değilim ama insan olan herkesin içten bir acıyı gerçekten de hissedebileceği bir kare.

Roman Polanski’nin 2. Dünya Savaşı yıllarında hayatta kalmaya çalışan Yahudi bir piyanistin hayatını anlatan 2002 yapımı biyografik bir savaş filminden alıntı bir kare. Filmi izlemeye başladıkça karakterin hayatta kalma mücadelesine doğal bir uyum içerisinde buluyorsunuz kendinizi.


Yukarıdaki kareden 22 yıl sonrasına gidip bugüne gelelim.

Kırmızıya çalan geniş bir başörtü vücudunun bir yanını tamamen kaplamış, vücudunun diğer yanında da tüm, belki de geçmişine ait unutmaması gereken tüm hikayesini koyduğu ağır denebilecek siyah bir çanta. Hamile annenin çocuğunu koruma içgüdüsüyle karnına dokunması gibi çantaya doğru emin bir dokunuş. Bıraktığı an elinden her şey kayıp gidecekmiş gibi...  Arkasındaki dünya ise gerçekten yıkılmış bir şehir. Günlerce çalışılıp üzerine emek verilmiş bir film platosu gibi değil, gün içinde onlarca bomba atılmış ve otomatik bir film platosuna dönüşmüş bir şehir ama sapına kadar gerçek…


İki ayrı kare, biri gerçek hayattan uyarlanmış bir film, diğeri de gerçek hayatın ta kendisi.

Ve bir kare daha…

Her şey ama her şeye rağmen geriye dönüp bakabilen ve geridekileri bırakmayan kadınsı bir yürek. Bir kadın bu haline rağmen engelli bir erkeğe yardım ediyor ve yere düşen ayağını kaldırıyorsa; burada biz çok şey kaybettik. “Ama” diyebileceğimiz ve kendimizi savunabileceğimiz hiçbir bahanemiz kalmadı maalesef…

Tutunacağımız tek bir dalımız, Rabbimiz var. İyi ki de var, çok şükür ki var… Onun adaletine inanmaktan başka yapabileceğimiz hiçbir şey kalmadı. Hem o Rab değil miydi ki Firavun tüm çocukları öldürün dediği dönemde korumak istediği peygamberi Musa a.s.’yi Firavun’un dibine getirip koruyan… Elbette Kudüs’ü de Gazze’yi de koruyacak hikayeler olacaktır. Sadece zamanı...

5 Yorumlar

  1. Bu sahnelere şahit olup unutmak ne kadar da zalim, nankör, bencil olduğumuzu gösteriyor

    YanıtlaSil
  2. Bu filmi seyrettiğim zaman hissiyatım yaşananlar korkunçtu ama bu adam ne kadar karektersiz diye düşünmüştüm…

    YanıtlaSil
  3. Hüsna Şule A.12 Mayıs 2024 11:25

    Her zorluk ve kolaylıkta, insanın tek tutunacağı RABbi olması büyük bir nimet… RABbim iyiki var.

    YanıtlaSil
  4. RAB bimizi nasıl biliyorsak ona göre bir Dal’a tutunuyoruz… Gazzelilerin dalı çok ama çok kalın

    YanıtlaSil
  5. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski