Dünyaya gelen her canlı büyümeye eğilimlidir. Temel ihtiyaçları giderilen bütün canlılar zaten büyürler. Bitkilerde, hayvanlarda olduğu gibi insanlarda da durum böyledir.
Peki, asıl mesele büyütmek midir?
Onların yaşamsal faaliyetlerini devam ettirdiğin yani temel ihtiyaçlarını karşıladığın sürece zaten büyürler. Ama asıl önemli olan şey büyütmek değil yetişmektir.
Yetiştirmenin başı ise zordur, sarp bir yokuştur. Her faydalı sürecin başının zor olması gibi… Faydalı ve doğru süreçlerin keyfi, hazzı her zaman işin sonunda olur, başında olmaz.
Bir aslan yeni doğum yaptığında ilk başta yavrusunu emzirir.Yeni doğduğunda yavrunun annesine ihtiyacı vardır ama sürekli onu emzirmez, belli bir süre emzirdikten sonra emzirmeyi bırakır. Daha sonra katı gıdalarla beslemeye başlar.Yakaladığı bir avdan ona bir pay verir ama bunu da sürekli yapmaz. Avlanırken yavruları hep onu izler. Bir avın nasıl yakalanacağını gösterir. Hatta oyun oynaması bile yavrusununfaydasına yöneliktir. Onu yetiştirmeye yönelik oyun oynar ve böylece hayatın içinde onu sadece büyüten değil aynı zamanda yetiştiren de olur. Zamanı geldiğinde de artık onu hazır avdan da uzak tutar kendisi de avlansın diye onu aç bırakır. Bu açlık onu harekete geçirir ve artık kendi yemeğini kendisi yakalayabilir hale gelir.
Yetiştirmek bedel ister…
Anne ona kendi deneyimlerini aslında transfer eder. İşte o deneyim transferlerini hayatına alarak bir avın nasıl yakalanacağını, hangi yöntemleri kullanarak başarılı olunacağını gösterir. Artık kendi ayakları üzerinde durabilen, kendi avını yakalayabilen, güçlü, marifetli bir aslana dönüştürür. Sadece büyütmez aynı zamanda yetiştirir de.
Peki, biz çocuklarımıza karşı nasılız ve nasıl olmalıyız?
Aslında biz de hayatımızda çocuklarımızı büyütmekten ziyade yetiştirmeliyiz. Tıpkı bir aslan… Görüyoruz ki insanların önüne imkanlar sunmak onları rahata alıştırmaktır. Asıl mesele onlara av vermek değil nasıl avlanabileceklerini öğretmektir. Yetiştirmek için onların imkanlarını biraz kısıtlamak gerekir.
Çünkü insanlar imkanlar içinde değil imkansızlıkların içinde daha iyi yetişir ve gelişirler.
İmkân azlığı insanı geliştirir, marifetlendirir, güçlendirir.
İnsanların çocuğuna imkân sunma yarışı içine girmesi hep daha fazlasını vermeye çalışması çocuğun yetişmesine ve gelişmesine engel olur. Her canlı gibi insan da çok imkânın içinde gelişemez. Doğa bunun deneyim transferini bize gösterir.
Doğada hiçbir hayvan eğer insan müdahalesi yoksa çocuğunu, yavrusunu imkanlara boğmaz. Sadece belli süre, onun ihtiyacına göre ona destek olur. Fakat insan çok duygusal davrandığında hataya düşer. “Ben yemedim o yesin, ben giymedim o giysin, ben görmedim o görsün, ben çektim o çekmesin” diye çocuğunun önüne bütün imkânlarını sunar.Aynı zamanda önüne çıkan engelleri de kaldırmaya çalışır. Bu aslında iyi niyetlerle düşülen bir tuzaktır.
Çocuğun yetişebilmesi için imkanlarının az olması gerekir. Çocuğun imkansızlığın getirdiği problemleri çözmeye ihtiyacı vardır. Onun adına biz o problemleri çözersek çocuğumuz güçlenip marifetli hale gelemez. Büyüyen ama yetişmeyen bir çocuk olur. Tıpkı büyüyen ama olgunlaşmayan bir meyve gibi…
Yetiştirdiğimiz bir domatesin de imkanları çok arttırılırsa, çok fazla kimyasal gübre ve ilaç takviyesi yapılırsa, domates çok büyür. fakat içerik olarak, vitamin, mineral ve lezzet bakımından olgunlaşamaz. Zararı faydasından daha çok olan bir domatese dönüşür.
Çocuklarımızın da imkanlarını çok fazla arttırdığımızda onlar da büyüyen ama olgunlaşamayan , marifetlenemeyen, güçlenemeyen yani insanlara fayda veremeyen bir çocuk haline gelir. Bu sebeple aslında mesele büyütmek değil yetiştirebilmektir.
Yetiştirebilmek için de o canlıyı iyi tanımak, özelliklerini bilmemiz gerekir.
Bir elma fidesini yetiştirip, onun fayda vermesini sağlayacaksak, öncesinde “elma hangi mevsimde dikilir, hangi toprağı sever, toprağın ne kadar derinine dikilir, ne sıklıkla sulanır, hangi gübreleri sever, ne zaman budanır, ne zaman çiçek açar, ne zaman meyve verir?” Tüm bu bilgileri bilmemiz gerekir. İnsan bu bilgilere sahipse o zaman o fidenin meyvesini yiyebilir. Bu bilgilere sahip değilse o fideyi toprağa dikmiştir ama yanlış bir zamanda, yanlış bir iklimde… O yüzden de çok uğraşılan ama meyvesini yiyemediğimiz bir ağaç olur.
Çevremizdeki insanları yetiştirmek istiyorsak öncelikle yetiştireceğimiz insanı iyi tanımamız gerekir. Her insanın farklı özellikleri vardır, bunu bildiğimizde bir insanı yetiştirme konusunda başarılı olabiliriz aynı zamanda karşımızdaki insanın da mutlu ve başarılı olmasına katkı sağlayabiliriz.
Hayatta ancak doğru sebepler, doğru sonuçları doğurur…
İyi yetiştirmenin yolu da iyi yetişmekten geçiyor. Önce yetiştirilebilen olmayı kabul etmek gerekir. Kendimi iyi yetiştirmeliyim ki çevremdekileri de iyi yetiştirebileyim. Çünkü insanlar, insanların sadece söylediklerine bakmaz aynı zamanda davranışlarına da bakar. Davranış olarak da model görmek ister.
Bunun içinde hem kendimizi hem de yetiştireceğimiz canlıyı iyi tanımamız lazım. O zaman bu konuda gerçek bilgilere ihtiyacımız var. Deneyimsel Tasarım Öğretisi de “Kim Kimdir?” eğitimi ile bu konforu insanların hizmetine sunar.
Verilen imkan ve tavizlerle onları kendimize bağımlı ve marifetsiz yetiştirmek bir çocuğa yapılacak en kötü şey. Bu idrakle evlatlar yetiştirmek ümidiyle… teşekkürler
YanıtlaSilEbeveynler olarak iyi niyetle düştüğümüz tuzakları fark etmemizi sağlayan çok faydalı bir yazı olmuş teşekkürler..
YanıtlaSilCok anlami ve cok faydali bir yazi olmus ellerinize saglik
YanıtlaSilEvet herkes çocuk büyütüyor ama gercek anlamda yetiştiremiyoruz
YanıtlaSilFarkındalık oluşturan güzel bir yazı
YanıtlaSilYük olan değil, yük alan çocuk yetiştirebilmek kadardır büyütmek ile yetiştirmek farkı.. kaleminize sağlık
YanıtlaSilMutlaka okunup üzerine uzun uzun düşünülesi bir yazı olmuş.Elinize sağlık.
YanıtlaSilÇok doğru ve yerinde bir yazı olmuş teşekkürler, malasefki çocuklarımız mutlu olsun diye yaptıklarımız la doyumsuz çocuklar yetiştiriyoruz, çabasız veriyoruz istediklerini.. yazanın yüreğine sağlık
YanıtlaSilFaydalı ve güzel bir yazı olmuş . Ellerinize sağlık .
YanıtlaSilDeneyimsel Tasarım Öğretisi eğitimleri hayatımızda farkındalık sağladı. Yazıyı keyifle okudum. Yetiştirmek ve büyütmek aslında ne kadar farklı kavramlarmış.Bu bilinçte olabilmek umuduyla. Teşekkürler.
YanıtlaSilEvet şimdi herkes çocuğunu büyütüyor ne yazık ki yeni nesil avlanmayı bilmiyor .
YanıtlaSilRahatlık tuzağına düşmeden sabırla doğru bedelleri ödemek dileğiyle kaleminize sağlık
YanıtlaSilFaydalı ve bilinçlendirici bir makale.
YanıtlaSilGayet faydalı bir yazı, ellerinize sağlık.
YanıtlaSilbilgilerinizi ve deneyimlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim
YanıtlaSilÇocukları yetiştirirken onlara çok imkan sağlamanın onlara ne kadar zarar verdiği çok iyi ifade edilmiş, elinize sağlık
YanıtlaSilFaydalı ve bilinçlendirici çok teşekkür ederiz
YanıtlaSilEmeğinize sağlık çocukların her istediğini yaparak iyi bir anne baba olunmuyor aksine gelecekte doyumsuz ve hırçın bireyler yetişiyor dünyaya getirmek marifet değil iyi yetiştirmek güzel bir gelecek vermek önemli.
YanıtlaSilYetiştiren ile büyütünlerin alacağı sonuç bir olabilir mi?
YanıtlaSilÇok anlamlı ve manidar bir makale olmuş
YanıtlaSilGerçekten çok doğru ellerinize sağlık her aile çocuğunu yetiştirdiğini zannediyor maalesef
YanıtlaSilBaştan sona okudum kaleminize sağlık
YanıtlaSilMutlaka okunması gereken bir yazı olmuş teşekkürler
YanıtlaSilCok doğru imkan azlığı insanı geliştiri
YanıtlaSilÇok güzel faydalı bir yazı
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş gerçekten elinize emeğinize sağlık👍
YanıtlaSilİnsan yavrusu diğer canlılara göre en uzun bakım süresine ihtiyaç duyan canlı. Ancak bu uzun bakım asla bir bağımlılığa ve muhtaçlığa dönüşmemeli. Her ebeveyn çocuğunu gerektiğinde bağımsız ve kendi kararlarını verebilen bir birey olarak yetiştirebilmeli. Ancak her ebeveyn öncelikle kendi bağımsızlaşmalı ve kendini tanıyabilmeli.
YanıtlaSilCok guzel dusunulmus emeginize saglik
YanıtlaSilSokaktaki ağaçta büyüyor, saksıdaki çiçekte ve Yuvamızdaki çocukta, gerçekten yetiştirmenin çok farklı bir süreç olduğunu anladık kaleminize sağlık.
YanıtlaSilÇok faydalı bilgiler emeginize ve yüreğinize saglik.
YanıtlaSilZihin açıcı bir yazı farkındalık oluşturdu. Teşekkürler.
YanıtlaSilEvet ben de bu yazıyı kaleme alan gibi yetiştirmenin daha değerli olduğunu düşünüyorum.
YanıtlaSilAma ne yazıkki günümüzde bu konuda toplumda çok büyük bir eksiklik var sokaklardaki bozulma hızından maalesef bunu görebiliyoruz.
Kaleminize sağlık çok güzel olmuş
YanıtlaSilMükemmel, çok faydalı olmuş.Elinize kaleminize sağlık..
YanıtlaSilYetiştirmek için yetişmek.lazim
YanıtlaSilİyi yetiştirmek, iyi yetişmek çok güzel ifade edilmiş
YanıtlaSilKaleminize sağlık, yetiştirmek güzel anlatılmış
YanıtlaSil